Bazı kızlar, hayatı bir “engelli parkuru” sanıyor olmalı; her köşe bir tehlike, her düz zemin potansiyel bir buz pisti. Onlar için bir fincan kahveyi A noktasından B noktasına taşımak, Mars’a roket indirmekten daha karmaşık bir görevdir ve bu görev genelde bir “kahve şelalesi” ve etrafa yayılmış ıslak bir karmaşayla sonuçlanır. Bir elinde telefon, diğerinde çanta ve muhtemelen yeni alınmış bir abur cubur varken, aynı anda kapı koluna, masanın köşesine ve görünmez bir engele takılma yetenekleri hayranlık uyandırıcıdır. Düşüşleri veya anlık sarsıntıları, genellikle dramatik bir “Olamaz!” nidasıyla birlikte gelse de, bu komik sakarlık anları aslında hayatlarına neşe katan, absürt bir mizah unsurudur. Onlar sadece dikkatsiz değiller, onlar yerinde duramayan, minik bir doğal afettirler!
Yorum gönder